KÜRT EDEBİYATININ GİZLİ KALEMİ MALEYE BATE
KÜRT EDEBİYATI ÜZERİNE
Kürtçe ile yaratılmış sözlü ve yazılı edebi eserleri kapsayan çalışmalara Kürt Edebiyatı diyebiliriz. İslam öncesi kürt edebiyatı incelendiğinde yazalı kaynaklara rastlanılamaz. Kürt anlatılarının büyük çoğunluğu sözlü olarak kulaktan kulağa yayılmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Büyük oranda orijinalliğini korumuş ve günümüze kadar ulaşmış kürt edebiyatı eserlerinin en kahraman zümresi dengbej’lerdir. Bu zenginlik, dilden dile, kulaktan kulağa günümüze kadar Dengbej adı verilen kürt ozanlar sayesinde ulaşmıştır.
Kürt yazınsal hayatı incelendiğinde kürt edebiyatının bir kilometre taşı olarak adlandıracağımız Meleyê Batê, hakkı inkar edilemez bir alim, şair ve düşünürdür. Kürt Edebiyatının önemli şair ve yazarlarından olup, günümüze kadar ulaşmış en eski şiir ve yazınsal edebi eseri kaleme almış kişidir. Din alimi olan Meleyê Batê, aynı zamanda Kürtçe Mevlid’i de Kürt Edebiyatına kazandırmıştır. Zembilfroş adlı aşk destanını da Kürt Edebiyatına kazandırmıştır.
Meleyê Batê, hazin bir hayat hikayesine sahiptir. 1417 yılında Hakkar’ye bağlı Batê köyünde dünyaya gelen Meleyê Batê, Duhok, Musul, Hewler ve Misk’te medrese eğitimi almıştır. Dönemin idarecisi İbrahim Han Bey’in sürgüne göndermesiyle, Mir Hesen Veli Medresesi’nin bulunduğu Misk’e (Bahçesaray/VAN)’a doğru yola çıkmıştır. 1491 yılında, Berçelan Yaylası denilen mekiide yaptığı yolculuk sırasında tipiye yakalanıp, sığındığı mağarada donarak hayatını kaybetmiştir. Hayata gözlerini yummadan önce yaşadığı ölüm anını kırık bir kalem ile sararmış bir kağıt parçasınada kaleme aldığı son şiri Kürt Edebiyatının yazınsal hayatına kazandırdığı önemli eseridir. Ölüm anında duygularını aktardığı bu eser dünya edebiyatı yazınsal eserleri arasında önemli bir yere sahiptir. Meleyê Batê, döneminin alimleri göz önüne alındığında Kürtçe dilini en etkili kullanan edebiyatçı olarak kendini gösterir.
Osmanlı Rus Harbi döneminde Çarlık Rusya Başkonsolosu Meleyê Batê’ye ait bilgi ve belgeleri toplayarak dönemin Çarlık Rusyasına götürmüştür. Rusya’nın St. Petersburg Kentinde Saltikov-Scedrin Kütüphanesi'nde muhafaza edilen, Batê’ye ait el yazma eserleri, edebi kişiliği hakkında da önemli bilgileri barındırır. Maalesef Anadolu kültürünün bu eserleri, hala Rusya’nın St. Petersburg Kentinde Saltikov-Scedrin Kütüphanesi'nde muhafaza edilmektedir.
Çirya Paşiyê Pê Da
Ji çirya paşiyê pê da
Melayê Batêyê kanê
Sefer kêşa bi Miksê da
Li ser weqtê zivistanê
Zivistanê evî yolê
Evî beryê evî çolê
Mijê avête derdolê
Xwinavê girtî kêstanê
Xwinavê girtî nesrîne
Cemed çêbû li sewlîne
Girya me tê ji bo asmîne
Zerî nayêne seyranê
Zerî tên û diyar nabin
Coşil tên û sitar nabin
Çi cindî tên siyar nabin
Bûye tarî li kolanê
Bûye tarî û zulmate
Sir û serma ji nû hate
Yeqîn kanûn eda hate
Binêrin dax û kovanê
Binêr daxa me êxsîra
Xezam zer bûn rezê mîra
Reyhan barî di avê da
Reyhan barî di eywanê
Perîşan in li hingorê
Ji Comerza gola jorê
Mecalêd Berçela borî
Zerî nayêne seyranê.
Hazandan Sonra
Ah bu kasımdan öteye,
Melayê Batêyî nerede?
Sefer çıktı Mikse doğru,
Bu kış vakti üzere.
Kış vaktidir bu yolun,
Bu civarda, bu sahrada.
Sis tuttu her yanı,
Çiğ sardı bedeni.
Çiğ düştü Van Gölü'ne,
Soğuklar kapladı servilikleri.
Ağlayasımız tutar gökyüzü için,
Güzeller gelmezler seyrana.
Güzeller gelirler de görünmezler,
Aşikar gelirler de gizlenmezler,
Ne yağızlar gelirler de fark etmezler,
Karanlığa kaldı bütün meydan.
Oldu zifiri karanlık,
Soğuk ve ayaz yeniden.
Takat gerek başa gelene,
Bakın, acı ve özlem...
Dağların bir çoğuna bakın,
Yapraklar soldu Mirlerin bağında.
Reyhanlar yağdı sulara,
Reyhanlar düştü avluya.
Perişanız kimine göre,
Comerzan'dan yukarı göle,
Geride kaldı Mecalê ve Berçelan,
Güzeller gelmez oldu seyrana.
(Kürtçe’den çeviren; Mustafa Çepik)
Yorumlar
Yorum Gönder